24 Ağustos 2008 Pazar

sevgili ruby,


şimdi ne isterdim biliyor musun. mesela salıncakta sallanmak. mesela sabah olsa kahvaltı hazırlasak, güzel bir kahvaltı, patates kızartması, kekikli zeytin, domates, sıcak sıcak simit, tomurcuklu çay felan. balkona minder koyup yer sofrası kursak. ama sabah çok erken, daha yollarda arabalar insanlar yokken, herkesler uyurlarken. sonra mesela sonbahar olsa, yağmur yağsa, durakta otobüs beklesek. mesela kitapçıları gezsek, ama izmitte hiç kitapçı yok, olsun izmitte bir dolu kitapçı olsa mesela. mesela aldığımız kitapları okusak karşılıklı kanepelerimizde. ben yine okurken kendi kendime gülsem. mesela sevdiklerimiz listesi yapsak, sevmediklerimiz listesi yapsak, her şeyin listelerini yapsak. mesela roman denemesine girişler yazsak. mesela kar yağsa, pencerenin önünde mum yakıp dışarıyı seyretsek gece vakti. mesela kar yağsa mimar sinan parkında yürüsek. mesela eti cin yesek. sen yarısını yesen, kalan yarısını sonra yemek için çantana koysan. mesela ramazan olsa, iftara istanbula gelsek, her yer dolu olsa, cami bahçesinde açsak iftarımızı. mesela fevziye hiç gitmese hep yanımızda olsa, akşamları eve dönmese mesela fevziye, bizde kalsa. mesela demlediğimiz çaylar bitivermese. mesela oy birliğiyle cinslerin kilo aldırmaması kararı alsak.

şimdi ne isterdim biliyor musun. sen buralarda olsan mesela. ya da ben oralarda olsam.

2 yorum:

ruby dedi ki...

:)
keşke..

Adsız dedi ki...

1 yıl olmuş:) keşke...

| Top ↑ |