seni özleyince, quentin, albeniyi çaya batırıp yiyicem.
fevziyeyi özleyince 'nolsun isterdim..olmasın isterdim' dicem, gülücem.
zehrayı özleyince ders çalışırken bol sulu bi şeftali yiyip, sularını notların üzerine akıtıcam ama hiç umursamıycam.
nazanı özleyince on beş dk uyuyup kalkıcam.
annemi özleyince mutfağa gidicem ama bütün gün geri gelmiycem.
babamı özleyince sabah kahvaltılarında 'bir gün muhterem bir zat..' diye başlayan konuşmalar yapıcam.
feyzayı özleyince her gün üç kere yada dört kere yada beş kere kahve yapıp içicem.
ebruyu özleyince kendime 'isa seni korusun kardeşim' dicem.
betülü özleyince ikide bir, bir yerlere takılıp düşücem.
hülya ablayı özleyince of demicem, af dicem.
y. abiyi özlersem çekirdek yiyicem :)
işte hepsi bu. bütün bunları yapınca özlemlerim geçecek, somurtmam da geçecek, yüzüm 'mutlu kız yüzü' olucak.
ÖDT, bir tür self-terapi. 3.5 ay filan sürecek. bir sonraki seans ertesi gün, aynı saatte.hergün terapiye gitmek mi? yoo, zor olmayacak. terapist bize biraz yakın oturuyor. kendisi 'ben' oldugum için, kendime gidip gelmem de pek zor olmayacak.
bu arada, ölüyken araba kullanmamalı ve mavi yagmurluklu bi adama asla güvenmemeliymişiz quentin..
10 Ağustos 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
| Top ↑ |
8 yorum:
track 03, hımm..
dinleyin tabi, eger bu track 03 de sizin özlediğiniz birinin çok dinlediği bir şeyse her dinlediğinizde sanki o geri gelmiş, belki hiç gitmemiş gibi şeyler hissedeceksiniz.
böyle de mükemmel bir terapi işte bu ödt.
ben de eti cin yiyebilirdim seni özleyince, ama sürekli eti cin yemekten artık bi 60-70 kilo olurum herhalde : )
sanırım sürekli yapmanın zararlı olmayacağı bişey bulmalıyım.
ben de canım sıkılınca 'benim canım çok sıkıldı,ders çalışmicam işte,banane sınavdan' mı desem :)
ya daaaa karanlık bi odaya geçip orda kitap mı okusam :)))
canınız sıkılınca ' benim canım çok sıkıldı, ders çalışmicam işte, bana ne sınavdan' diyebilirsiniz tabi, bunu söylemek çogu zaman ' ben belli görev ve ödevleri olan sorumluluk sahibi örnek bir insanım' demekten daha kolaydır. lakin yıllardır,sizin kurdugunuz o içiçe cümleciklerden oluşan uzun cümlenin farklı versiyonlarını farklı zaman ve mekanlarda,farklı vesile ve bahanelerle sarf etmiş birisi olarak diyebilirim ki: pratikte çok iç ferahlatıcı, rahatlatıcı gibi görünen o cümlenin teorik olarak uzun vadede aynı etkiyi yaptıgı pek vaki değildir.
karanlık bir odaya geçip kitap okumak ise sadece karanlıgı ve kitapları seven birine tavsiye edilebilecek bir şeydir. böyle sevgileri ve ilgileri olmayan birine asla tavsiye edilmemesi gereken bir şeydir. major depresyon endikasyonudur. depresif atak tetikleme sebebidir. kötüdür yani. yapmayın böyle şeyler!:)
feci bi şekilde, durmaksızın ÖDT yapmalıyım bu aralar....
bu gün buldum bloğunuzu buldum. güzelde buldum :)ha bu arada bu yazınızada yorum yazma nedenim. eğer bir öğrenci pardon eğer bir üniversite öğrencisi sadece kız arkadaşlarından bahsetmişse güzel bir evde kalmış demektir. ve o evde yaşananlarda güzeldir gerçekten. özlenilir tabiki. bende çok özledim özelliklede bu gün doğum günü olan arkadaşımı ve ona mesaj yazmaya çalışırken nette sizin bu sayfanız vardı.
Yorum Gönder