17 Eylül 2008 Çarşamba

Hayal, insanın kendiliğini ortaya koyma isteğidir

Öncelikle içinde iş ortamı, dünyanın yok olması gibi iç karartıcı şeyler olmayan mim için rehavete teşekkür ediyoruz. Bugünki konumuz vazgeçtiğiniz hayaller.

Ortaokulda ben de yazar olmak isterdim. O sıralar bir gazetenin çocuk sayfasında denemelerim çıkıyordu. tanışma hayali kurduğum yazarlarla mektuplaşıyordum, okuyordum.. Sanırım en çok hayal kurduğum ve kendi gerçekliğim adına en zirvede olduğum zamanlar işte bu orta iki yıllarıydı. Daha küçük yaşlarda çocuk kitabım çıkacaktı daha bilmem neler. Sonra orta üçte fen lisesi sınavına hazırlanırken yazar olma hayallerimi biraz gerilere attım, artık en önlerde sınavlarda başarılı olmak vardı... Lisede hepsinden vazgeçtim sanırım. Yazmaya ihanet etmiştim ve beni affedecek gibi değildi. Dersler için deliler gibi çalışmanınsa hani OKS'de ilk 100'e girmişsem falan da beni yazmak kadar mutlu etmediğini anlamıştım artık ama geç kalmıştım. Üniversite sınavına girerken felsefe okuma hayali kurdum ama doktor oldum. Şimdi evde kitap çevirileri yapma hayali kuruyorum ama psikiyatrist olmak için tekrar tekrar sınava giriyorum. Yani hayallerine sadık kalabilmişlerden sayılmam :)

En tutarsız hayaller çocuklukta kuruluyor galiba. Çocukken hayal kırıklıklarından korkmuyorsunuz, çünkü hayal kırıklıkları ruhunuzu kanatmamış henüz, henüz ruhunuzda bir dolu çizik yok, iz bırakan bir dolu. İnsanın büyüdükçe, çıkış kapısı aradığı gerçekleri çoğalıyor ama ne kadar hayal kurarsan o kadar hayal kırıklığı biriktireceksin diyen iç yüzünden hayalleri azalıyor, yani kendiliği. Sonra bir bakıyorsunuz hayal kurmaya, yani kendiliğinize cesaretiniz tükenmiş, gerçeklerinizden yorulmuşsunuz. Öyle bir yerdesiniz ki mutlu olma hayalinizden, yani kendiliğinizden bile vazgeçmişsiniz.. Yanlış bir öyküdesiniz, bu kez en büyük hayaliniz sizi yeniden yazacak birini bulmak/biri tarafından bulunmak oluyor. Daha en başında olmazlardan bir olmazmış gibi geliyor, ama tutunacak başka hayaliniz de yok... Kadim zamanlardan kalma bir beyaz atlı prens hayali yani :)

İlk mim'de unuttuğumuz taş atma mevzusunu bu kez unutmuyoruz ve solar , uragan , ve iki kardes'e el sallıyoruz.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

reca ederim :)

mq dedi ki...

kıskandın tabi.

mq dedi ki...

bakıyorum da blograzzi puanınızın 20'ye dayanması sizi çok değiştirmiş. böyle bir kendini beğenmişlik, puanı düşük blogları küçümsemeler felan gelmiş :)

rdy dedi ki...

himm biz de ilk mim'imizi senden almış olduk böylece :) hem de bloggerda yeni yetmeler olarak daha "bu mim de nedir?niye mimliyolar, niye mimleniyolar?" diye düşünürken bi baktım ki biz de 'mim'lenmişiz :)
çok teşekkür ediyoruz, vakit bulduğum ilk arada bişiler yazıcam inş.

solar dedi ki...

efendim pas için teşekkür ederim, pek sık yazamıyorum bu ara ama görünce hemen yazıverdim:)

Büşra dedi ki...

aldım pası hem sizden hem solardan, aynı anda iki ayağımı kaldırınca ...ın üstüne düştüm, ne hayal kaldı ne bi şey.

Hoş ben o işleri bırakalı çok oldu ama:))

| Top ↑ |