28 Mart 2010 Pazar

nice fiction

ahir zaman içinde
harbour liman içinde
dedeler hayyal meyyal iken
pireneler yer yer parçalı bulutlu iken
ben kaf dağının eşiğinde
zangır zangır üşür iken
uzak uzak bir ülkede
bir keloğlan yaşarmış.
gerisi bizi ilgilendirmez
padişahın kızıyla arasında olan özel şeyler
sonra az gittim, uz gittim
çayır çimen düz gittim
meşe, gürgen, palamut ağaçlı ormana geldim
ekmek parçalarını takip ettim
vay canına! muhteşem bir evle karşılaştım
ev devasa bir tiramisuydu
kapıyı çaldım, kibritçi kız açtı
ona sepetimden bir kivi çıkarıp verdim
bunu keloğlanın annesi vermişti
gerisi bizi ilgilendirmez
yedi basamaklı cücelerle arasında olan özel şeyler
gel zaman git zaman
çok yoruldum, oy aman!
şöyle bir ağaç altında dinleneyim en iyisi
ama ağacın altındaki de kim, o da nesi?
yok bişey, korkma, o fareli köyün kavalcısı
gerisi bizi ilgilendirmez
köylülerle arasında olan özel şeyler
sonra nolur bilirsiniz
gökten zembille üç elma inecek değil
alaaddin keykubatın sihirli lambasından üç eticin çıktı
biri bana, biri sana , biri de kırk haramilere mecburen
saçmalamaya meyyalim vallahi dertten
sevgilerle,
ruby andersen

1 yorum:

Adsız dedi ki...

rubycan
olan olmaktaysa yapılacak çok da bişey kalmamışsa tevekkülün sadece ismini biliyorsak...yeis bir bataklıktır ben şahidim. sen ?sizi kendi cümlelerinizle hatta kelimenizle vurmak isterim. dua.dua.dua...ayrıca Allahu ekber!

| Top ↑ |