
bir ışık hep yanıyordu
bir balık durmadan yüzüyordu
bir telefonun zili çalıyor
bir gül bütün sabahlara açıyordu
bir çekirge hep zıplıyordu
bir puhu durmadan ötüyordu
bir sigaranın dumanı tütüyor
bir perde bütün akşamlara kapanıyordu
bir adam hep yaşlanıyordu
bir at durmadan koşuyordu
bir ayakkabının bağı çözülüyor
bir yağmur bütün zamanlara yağıyordu
ve ben
ışıklara da baksam
yağmurlara da
perdelere de baksam balıklara da
yoruluyordum
bir çekirge hep zıplıyordu
bir puhu durmadan ötüyordu
bir sigaranın dumanı tütüyor
bir perde bütün akşamlara kapanıyordu
bir adam hep yaşlanıyordu
bir at durmadan koşuyordu
bir ayakkabının bağı çözülüyor
bir yağmur bütün zamanlara yağıyordu
ve ben
ışıklara da baksam
yağmurlara da
perdelere de baksam balıklara da
yoruluyordum
*mevlanaidris*
11 yorum:
mevlana idrisi gerçekten severim ne güzel seninde bizimle bunu paylaşman...bloğunu yeni keşfettim hadi hayırlı olsun vatana millete:)
ben de mevlana idrisi gerçekten severim. uçurtmaları da gerçekten severim. mevlana idrisle bi gün sen, ben filan uçurtma uçurmaya gitseydik, o günü de gerçekten severdim.
hoşgeldin.
yine gel :)
not: uçurtmanı da getir.
uçurtmalarımız olsun bulutlara deysin sen ben ve m. İdris..
ben yine geldim:)
bişi daha söylemeden edemicem sevdim seni:)
olsun tabi uçurtmalarımız hem de en bulutlara değenlerinden.
gelmişsin, ne iyi etmişsin, hep gel.
duygularımız karşılıklı sanırım. ama sevdim seni demek yetmiyor bazen, şöyle demek gerekiyor mesela, sevdim seni bir kere, başkasını sevemem, deli diyorlar bana, desinler değişemem, desinler değişemem, desinler değişemeem :)
yok canım daha neler, başlangıç için abartmayayım dimi. evet evet, isabet buyurdum.
yine geldim ruby ama bu kez mimlemek için:)
http://guvercingerdanligi.blogspot.com/
Yorulmak güzeldir;sonucu almalı ama.
Elhak,alınmasa da güzeldir!Yeter ki niyet halis olsun.
peki.
ama öyle yorulmaklar değil ki bunlar. niyetlerin halis olmasını geçtik, herhangi bir niyetin olup olmadıgından emin olunamayan zamanlarda, herhangi bir sonuca, hedefe, bir iç rahatlamasına, bir oh çok şükür noktasına götürmeyen, niye olduğu bilinemeyen, nelerin tetiklediği açıkça kestirilemeyen, öyle geliveren, kolay kolay gitmeyen, dinlenmekle geçmeyen yorulmaklar bunlar.
tutan, bırakmayan yorulmaklar
susan, konuşmayan
vuran, kaçmayan
duran, uçmayan yorulmaklar bunlar.
nihayetinde, pek yoran yorulmaklar bunlar.
'Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O'na çok ağır gelir. O, size çok düşkün , müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.'Tevbe 128 içimden geldi öyle yazdım:)
peki.
içimden geldi öyle sustum ben de öyleyse :)
bu ayeti yıllar önce bana yazmıştın hiç bitmeyen bunalım zamanlarından birinde:) sarı bir bloknotta siyah ya da koyu mavi bir kalemle yazılmıştı... ne güzel bir anı!
anılar güzeldir. bazılarıyla ilgili bazı anılar.
mesela sen de bana yıllar önce öyle buhranlı, bunalımlı zamanların birinde, halk saglıgı stajında ayrı gruplara düşüp her şey daha da buhranlı ve bunalımlı olunca yine çöplüğe mi fabrikaya mı mezbahaya mı artık hangi gereksiz yere gidilmişse, işte o gezilerden birinden dönüşte yolda görüp kopardıgın bir gelincigi getirmiştin. kendisi hala öyle ilk günki gibi boynu bükük ve yorgun ve solgun bir halde bir kitabın sayfaları arasında kendi halinde yaşayıp gitmektedir ve dahi ne zaman karşılaşılsa bizi gülümsetmektedir...
bu da böyle güzel bir anı işte :)
Yorum Gönder